Gezgin Muhabbetler

Buse Ağnaday ile yolda olmak üzerine

Buse Ağnaday, çok ülke görmekten ziyade gittiği ülkede kaldığı süre boyunca hissederek, yaşayabilmeyi arzuluyor.

İşte, evde, tatilde.. Belki de hayatımızın hemen hemen her anında bir koşuşturma içerisinde sürükleniyoruz. Bu koşuşturma o kadar benliğimize işliyorki alışkanlık ediyoruz. Gittiğimiz ülkelerde, şehirlerde zaman karşısında bu koşuşturmacamız devam ediyor. Peki böyle mi olmalı? Tabii ki hayır.

Farklı profillerde gezgin röportajlarına yer vereceğim yeni bölümümüm ilk konuğu Busece.net blogunun yazarı Buse Ağnaday. Tanzanya Günlüğü sunumundan tanıştığım, gezilerinde gittiği ülkenin gerçek yaşam tarzının peşine düşen, meydanlarda oturup insanları gözlemleyen, çocuklarla iletişim kurarak onları anlamaya çalışan ve çok ülke görmektese gittiği yerleri dolu dolu yaşamayı tercih eden Buse ile Tanzanya gezisi, gezginlik, çocuklar ve yeni projesi “Route 66” üzerine konuştuk.

Buse Aganday - Tanzanya

– Seni tanıyarak başlayabilir miyiz?

Şahsına münhasır biriyim. Yıllarca profesyonel para kazandıran kurumlarda iletişim yapan balerin bir ekonomistim. Delirip işimden ayrıldığım gün her şey değişti belki de. Adımdaki buse, içimdeki Busece’ye dönüştü. “İkinci diplomam haydi işe yara artık!” dedim ve çocuklara bale öğretmeye başladım. Hayatın kısa olduğunun farkındayım. Kalan zaman her ne kadarsa her anı keyifle geçirmek istiyorum. Bol bol gezmeye çalışıyorum, motor kullanıyorum, paraşütle atlıyorum, yazıyorum, okuyorum, dalıyorum, balık tutuyorum ve her gün yeni hedefler belirliyorum. İstatistiklere göre %51’lik insan kitlesinin dışında kalınca “farklı” olurmuşsun. Çılgın şeylerden hoşlanıp deneyimlemekse yeni şeyleri, hayallerinin peşinden koşmaksa delilik sanırım öyleyim. Denemeyi severim, geçmişimle barışığım, yaptıklarımdan pişmanlık duymam, tabuları kırmayı severim. Çılgın ve heyecanlıyım.

Benim de olmazsa olmazım yok mu? Elbette var, sevgimin tarif edilemez hali. Bitanecik kızım, benim canım Beren’im. Herkesin “kendine özel” olduğuna inanırım. Ben de “bir” Buse’yim işte.

– Busece.net’te sık sık gezi yazıları okusak da farklı konularda da yazıyorsun. Blogunda hangi konulara odaklanıyorsun?

Aslında yazdıklarım blogumun adında gizli Buse”ce”. Geziden eğlenceye, spordan sanata busece kareleri yazıyorum. Dediğin gibi gezi yazılarım öncelikli olmakla birlikte beni ben yapan herşey, hayatıma dokunan her an kıymetli benim için. Bu bazen gittiğim bir sergi ya da gördüğüm bir fotoğrafın bana hissettirdiklerinin yansıması olabiliyor. Kimseye dokunmuyorum, atıfta bulunmuyorum. Ne hissedersem, Busece’de onu kaleme alıyorum.

Çok ülke görmekten ziyade, gittiğim her ülkeyi kaldığım süre boyunca hissederek, yaşayabilmeyi arzuluyorum.

Buse Aganday-Tanzanya Halk– Gezmek sana ne ifade ediyor?

Gezmek benim için sadece yeni bir yer görüp haritada bir ülkeyi daha işaretlemek değil. Çok ülke görmekten ziyade, gittiğim her ülkeyi kaldığım süre boyunca hissederek, yaşayabilmeyi arzuluyorum. Tabii ki gitmişken bende müzeleri, tapınakları geziyorum ama saatlerimi ayırmıyorum. Sanırım geçmişe çok bağlı biri olmadığımdan “bugün” benim daha çok ilgimi çekiyor. Meydanlarda yerde oturup insanları gözlemlemeyi, pazar yerinde sohbet etmeyi, eğer aileleri izin verirlerse çocuklarına yaklaşıp onları severken oyunlarından, oyuncaklarından hayatlarını anlamaya çalışıyorum. Turistik değil de yerel halkın olduğu kafeleri seviyorum. Mümkünse şehre değil de şehre yakın kasabalara gitmek istiyorum. O ülkenin asıl gerçek yaşantısının bu az uğranan yerlerde olduğuna inanıyorum.

Buse Aganday-Prag Kutna Hora– Bazı yerler vardır, bizde derin izler bırakır. Özlemini çeker, tekrar gitmek isteriz. Tekrar gitmek için can attığın bir yer var mı?

Prag’ın yakınında Kutna Hora’ya gitmiştim. Orada insanlar güne erken başlayıp saat 17.00 gibi evlerine çekiliyor. Sokaklar bomboş, var olan üç beş dükkanda saati geldiğinde kapanıyor. Doğası muhteşem. Küçücük oyun parkının salıncaklarında, birinde kızım diğerinde ben sallanırken gökyüzüne bakıp özgürlüğün rüzgarını yüzümde hissetmiştim. Orayı her düşündüğümde nedense içimi gizli bir hüzün ve inanılmaz büyüklükte bir huzur kaplıyor.

– Gezilerin sırasında hiç ilginç bir olayla karşılaştın mı?

Londra’dayken metroda bir hırsızın elini kadının çantasının içinde gördüm. Tezcanlılığımdan sanırım bir anda kendimi hırsıza omuz atıp kadının çantasıyla arasına girerken buldum. Kadın durumu anlamadığından herhalde anlamsız anlamsız yüzüme baktı, hırsız da işine engel olduğum için bana çok kızdı ama olsun. Yapmasam içim rahat etmezdi. ☺

Zamanın çok hızlı aktığının farkındayım bu nedenle her zaman hayallerimin peşinde koşuyorum.

Buse Aganday-Tanzanya Erkek Aslan– Dört Kadıköy’deki Tanzanya gezi sunumun oldukça akıcı ve bilgilendiriciydi. Tanzanya ve safari gezinizden aklında kalanları, unutamadıklarını sıralasan ilk 5’i neler girer?

Tanzanya benim için bir tatilden öte “özü buluş” olarak nitelendirdiğim bir deneyimdi. Aklıma gelen ilk 5 ise şöyle;

-Gece kamp alanımıza sırtlanların gelmesi ve fillerin bizi ezme riskiyle karşılaştığımızda yaşadığımız korku.
-Masai köyü ziyaretimizde kucağımda oturan Masaili çocuğun küçük elleriyle kolumu sevmesi.
Erkek aslan iki metre ilerimdeyken onu fotoğraflarken yaşadığım heyecan.
Ngorongoro krater gölünün metrelerce üzerindeki kamp alanında, bulutlardan çiğ yağışını izlemek.
Serengeti’nin ortasında bir gece partnerim Cenk gözlerimi kapatmamı ve onu takip etmemi istedi. Gözlerimi açtığımda zifiri karanlık içinde geceyi aydınlatan samanyolunun tamamıydı. İnanılmaz güzel, inanılmaz romantikti.
-Sabah çadırdan çıkıp doğayı içinize çekerken zürafalar ve geyiklerin dokunabileceğiniz mesafede sizinle birlikte kahvaltı yapmalarını görmek. Ooo, altı olmuş. ☺

– Seyahat planı yaparken gezeceğin ülkeleri nasıl seçiyorsun?

Zamanın çok hızlı aktığının bilincindeyim ve anı yaşamak adına hayallerimin peşinden koşuyorum. Avrupa’da farklı ülkeleri gezmeyi elbette seviyorum. Ama orası bize yine de yakın gibi geliyor. Hayallerim daha çok farklı kültürlerin, yaşam perspektiflerinin olduğu yerleri görüp onların yaşamlarını deneyimlemek yönünde. Bütçem ne der, zaman ve şartlar neler getirir bilmiyorum ama 10 yıl için planlamamız hazır bile.

– Gezi bütçesi yapıyor musun? Bazen bazı ülkelerde beklenmedik harcamalar çıkabiliyor. Gittiğin ülkede ya da şehirde belirlediğin bütçeyi aşıyorsan ilk önce vazgeçeceğin harcama kalemi ne olur? Ya vazgeçemeyeceklerin?

%100 yapıyorum desem yalan olur. Elbette en başta öngördüğüm bir harcama çizelgesi oluyor. Tahmin edersin ki zaten büyük bölümü gitmeden tüketilen kalemler oluyor. Konaklayacağım yerde temiz yastık ve tuvalet varsa gerisi pek de önemli değil benim için. Ve alışveriş; alıp getireceğim şeylerden öte yüreğimin dolup dönmem önemli. Vazgeçemeyeceklerimi bundan bir yıl önce sormuş olsaydın elbet birşeyler söyleyebilirdim. Ama Tanzanya gezisi sonrası öylesine minimumla mutlu olabileceğimi gördüm ki; vasat çadır, soğuk duş, fillerin su içtiği yerde hazırlanan üç günlük tavuk eti ve daha sayamadıklarım.. Sonuç, hayatımdaki en unutulmaz günler ve anılar.

Beren ile her yıl anne-kız olarak en az bir kamp yapmak gibi hedefimiz var.

Buse Beren Aganday-Prag Saat Kulesi Meydani– Vakit buldukça doğaya kaçtığınız birlikte kamp yaptığınız bir kızın var. Artık çocuklar tabletle, cep telefonuyla büyüyor. Kızını nasıl yetiştiriyorsun?

Evet vazgeçilmezim Beren’im. Onu teknoloji çocuğu olarak büyütmüyorum. Evimizde tablet yok, PC başına ise sınırlı saat dilimde oturuyor ya da oturmuyor. Geçirdiğimiz vakti verimli geçirmek adına televizyon bile açmadığımız oluyor. Tek dileğim özgür büyümesi. Hayallerini hiç sınırlandırmıyorum. Vereceği kararlar her ne olursa olsun benim her zaman onun istediği yerde olacağımı biliyor. Her yıl anne-kız kamp yapmak gibi bir hedefimiz var. En son yaptığımız kampta gece çakalların uluması eşliğinde zifiri karanlıkta gece trekkingi yaptık mesela. Dokuz yaşında kaç çocuk ülkemiz şartlarında bu deneyimi yaşamıştır ki? Ya da Prag’ın meydanında Beren’in ayakkabısı koptu. Eşlik etmek adına onunla birlikte ben de, bütün gün Prag sokaklarında çıplak ayak gezdim. Daha yedi yaşındaydı ve ilk anda ayakları çıplak olarak utanan çocuk, günün ilerleyen saatlerinde farklı olmanın çok da kötü birşey olmadığını anlarken ve özgürlüğün tadını çıkarıyordu.

Paulo Coelho’nun dediği gibi “Macera tehlikeli sanıyorsan, rutini dene; öldürücüdür.”

– Önümüzdeki günlerde Route 66’yı baştan sona geçmek için Amerika’ya gideceksiniz. Gezinizden, yol üzerinde görmeyi amaçladığınız yerlerden bahseder misin?

Offf çok heyecanlıyım! Evet, 3.940 km uzunluğundaki Route 66, Chicago’dan Los Angeles’a kadar uzanıyor. Ülkeyi, hatta kıtayı doğudan batıya geçeceğimiz bu yola start noktası olan Chicago Illinois’den başlayacağız. California’da sonlandıracağımız yol boyunca Missouri, Kansas, Oklahoma, Teksas, New Mexico, Arizona eyaletlerini geçeceğiz. Aynı zamanda Las Vegas, Nevada ile toplam dokuz eyaleti üç hafta içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Söylerken kolay da düşününce Türkiye’yi enlemesine yaklaşık üç, boylamasına ise yedi kere geçeceğimiz bir yol yapacağız. Bu da sayısız yol hikayesi demek. Biliyorsun Route 66 yolunda ikonlaşmış onlarca yer var. Tabii ki bunları görecek olmak bizi heyecanlandırıyor. Ama “Düşününce en çok senin ne kalbinin hızlı çarpmasına neden oluyor?” dersen. Herhangi bir otel rezervasyonu yapmadan yolculuğumuz boyunca benzinci otellerinde kalmayı planlıyoruz. Mağaralar ilgi alanım. Yol boyunca girebileceğimiz mağaraları araştırıyoruz sürekli. Skydive sırasında Grand Kanyon’a doğru serbest düşüş yapacağız. Arizona çölünde hortumla karşılaşmak gibi saçma arzularım var.

– Durmak yok değil mi? ☺

Yok elbet. Durmayalım da. Geçen gün okuduğum Paulo Coelho’nun bir yazısında şöyle diyordu; “Macera tehlikeli sanıyorsan, rutini dene; öldürücüdür.” Söylediği bu söz hislerimi çok da güzel anlatmış aslında.

Not: Aktif bir sosyal medya kullanıcı olan Buse’yi websitesinden takip edebilirsiniz. 

Gelecek sunumları

8 Mart’ta Kadınlar Günü çerçevesinde 30 kadın “Kadın Yol Hikayeleri” ni kısa kısa Kadıköy YoldanÇık‘ta paylaşıyor.

17 Mart Taksim SekSek’te “Tanzanya Günlüğü” sunumu planlıyor.(Takipte kalın.)

2 Comments

  1. Avatar

    Buse Agnaday

    08 Mart 2016

    İyi ki sunumuma gelmişin de tanımama fırsat vermişsin kendini… Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim. Keyifle kal…

  2. Avatar

    Emre

    08 Mart 2016

    güzel bir röportaj.

Buse Agnaday için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.