Bu yaz rotamızı vizesiz seyahat yapabileceğimiz ülkelere çevirdik. Balkan turu süresince bir hafta Saraybosna, Mostar, Split ve Dubrovnik’i gezip keşfedeceğiz.
Bu yıl tatilimi oldukça geciktirdim. Neredeyse ağustos ayınında sonuna geldik ama tabii ki bunun bir nedeni vardı. Mayıs ayının başında, bisikletle yaptığımız bir tur sonrasında arkadaşım ağustos ayında arkadaşıyla Bosna-Hersek ve Hırvatistan‘tan oluşan bir haftalık balkan turu yapmak istediklerini, benim de katılmak isteyip, istemediğimi sordu. Ben şartlar uyarsa neden olmasın ki derken birkaç gün içinde haber geldi ve Haziran’ın başında hızla en promosyonlusundan biletlerimizi aldık. İlk defa yurt dışı seyahati yapacak olmanın heyecanıyla kendimi araştırmaya verdim. Rotamızı Saraybosna, Mostar, Split, Dubrovnik ve tekrar Saraybosna şeklinde belirledik. Çok uzun bir tur olmasa da ilk heyecanı atlattıktan sonra gezmeye devam edeceğime inanıyorum. Yıllardır bir interrail tutkusu gidiyordu içimde fakat bir türlü harekete geçemiyordum. Sanırım bu sefer şeytanın bacağını kırdım.
Bu rotayı Bosna-Hersek ve Hırvatistan‘ın Türk vatandaşlarına vize istememesi sebebiyle seçtik. Eğer bizi kabul ederlerse, elimizi kolumuzu sallayarak giriş yapacağız. Bu ülkeler yakında Avrupa Birliği’ne girecekler ve onlar için de schengen vizesi almak gerekecek. İyisi mi henüz rahatça gidilebiliyorken gidip görmek.
Neden mi? Geçen hafta Kırklareli’ne gittik. İğneada’nın 20 km kuzeyinde sınırın bir tarafında Beğendik Köyü, diğer tarafındaysa Bulgaristan’ın Rezovo Köyü bulunuyor. Sınır olmasa yan yanalar neredeyse. Ama eğer vizeniz yoksa geçmeniz imkansız. Kötü bir durum bizler için, hele onların rahatlıkla bizim tarafa geçebildiklerini, bizim ise geçemediğimizi bilmek. Neyse umarım bir gün bu durum aşılır, sınırlar kalkar.
Dün eksiklerimiz var mı? görmek için son bir toplantı yaptık. Malum 15 Ağustos’ta yolculuk var. Bugün ise pasaportumu aldım, sadece çanta hazırlamak kaldı. Döndüğüm zaman da epey anlatacak malzemem olacak. Şimdiden sabırsızlanıyorum.